“Beraet”
iki şey arasında ilişki olmaması, kişinin bir yükümlülükten kurtulması veya
yükümlülüğünün bulunmaması anlamına gelmektedir. Mü’minlerin bu gece günah
yüklerinden kurtulup İlahi bağışa ermeleri umulduğu için de Berat Gecesi
denmiştir.
Bir kısım alimler, kıblenin Kudüs’teki Mescid-i Aksa’dan Mekke’deki Kabe istikametine çevrilmesinin Hicretin ikinci yılında Berat Gecesinde gerçekleştiğini söylemişlerdir. Bu da geceye ayrı bir önem kazandırmaktadır.
- Bütün hikmetli işlerin ayırımına başlanması,
- Bu gecede yapılacak ibadetler diğer vakitlere göre çok daha sevap kazandırması,
- İlahi rahmet bütün alemi kuşatması.
- Allah’ın af ve bağışlamasının çok olması
- Peygamberimize tam bir şefaat yetkisinin verilmiş olmasıda bu geceyi farklı kılmaktadır..
Peygamber Efendimiz (s.a.v) bir
hadis-i şeriflerinde Berat Gecesinin feyiz ve bereketini çeşitli şekillerde
anlatmaktadır :
“Şaban’ın
15. gecesi geldiğinde geceyi uyanık ibadetle, gündüzü de oruçlu olarak geçirin.
O gece güneş battıktan sonra Allah rahmetiyle dünya semasına tecelli eder ve
şöyle seslenir:
“İstiğfar
eden yok mu, affedeyim ve bağışlayayım. “Rızık isteyen yok mu, hemen rızık
vereyim.
“Başına
bir musibet gelen yok mu, hemen sağlık ve afiyet vereyim.
“Böylece
tan yerinin ağarmasına kadar bu şekilde devam eder.”( İbni Mace, İkame,
191.)
Çünkü o gece
İlahi rahmet coşmuştur. Berat Gecesi insanlara verilen eşsiz bir fırsattır. Bu
fırsatı değerlendirip günahlarını affettirebilen, gönlünden geçirdiklerini
bütün samimiyetiyle Cenab-ı Hakka iletip isteklerini Ondan talep eden ve
belalardan Ona sığınan bir insan ne kadar bahtiyardır. Buna karşılık, her
tarafı kuşatan rahmet tecellisinden istifade edemeyen bir insan ne kadar
bedbahttır.
BU GECE AF DIŞINDA
KALANLAR
Peygamber
Efendimiz bu gecede af dışında kalanları şu hadisleri ile bildirmektedir:
- “Muhakkak ki, Allah (c.c) Şaban’ın onbeşinci gecesinde rahmetiyle yetişip herşeyi kuşatır. Bütün mahlukatına mağfiret eder. Yalnızca müşrikler ve kalbleri düşmanlık hissiyle dolu olup insanlarla zıtlaşmaktan başka bir şey düşünmeyenler müstesna (İbni Mace, İkame, 191.)
- “Yüce Allah bu gece bütün Müslümanlara mağfiret buyurur, ancak kahin, sihirbaz yahut müşahin (çok kin güden) veya içkiye düşkün olan veya ana babasını inciten yahut zinaya ısrarla devam eden müstesna.”( et-Tergib ve’t-Terhib, 2:118.)
- “Allah Teala Şaban’ın onbeşinci gecesi tecelli eder ve ana-babasına asi olanlarla Allah’a ortak koşanlar dışında kalan bütün kullarını bağışlar.” (Tirmizi, Savm, 38.) BU GECE YAPILACAK İBADETLER
- Oruç Tutmak Peygamber Efendimizin, Ramazan dışında en çok oruç tuttuğu ay, Şaban ayı idi.
- Kaza Namazı Ve Nafile Namaz Kılmak En mühim hususlardan biri, namazdır. Hak dostları bu gecede namaz kılmanın ehemmiyetine dikkat çekmişler ve namaz borcu olanların kaza namazı kılmalarını tavsiye etmişlerdir.
- Kur’an-ı Kerim Okumak Kurʼanʼın nüzulüyle ilgili mübarek iki gece vardır, Beraat gecesi ve Kadir gecesi. Allah dostları mübarek gecelerde çokça Kur’an-ı Kerim okunmasını tavsiye buyurmuşlardır. İbni Mesut’tan (r.a.) rivayet edildiğine göre, Resulullah, şöyle buyurdu: Kim Kur’an-ı Kerim’den bir harf okursa, onun için bir iyilik sevabı vardır. Her bir iyiliğin karşılığı da on sevaptır. Ben, elif lâm mîm bir harftir demiyorum; bilakis elif bir harftir, lâm bir harftir, mîm de bir harftir.” (Tirmizi, Fezailü’l-Kur’an 16) İbni Abbas’dan (r.a.) rivayet edildiğine göre, Resulullah şöyle buyurdu: “Kalbinde Kur’an’dan bir miktar bulunmayan kimse harap ev gibidir.” (Tirmizi, Fazailü’l-Kur’an 18)
- Tevbe İstiğfar Etmek Allah Teala şirke düşmeyenlerin büyük günahlarını affedeceğini bu gecede müjdelemiştir. (Müslim, İman, 279) Hazret-i Peygamber Efendimiz: “Ben, günde yüz kere istiğfar ederim…” (Müslim, Zikir, 42) buyurmuşlardır.
- Salavat Getirmek Resulullah’a salavat getirmeyi Allah Teala emretmiştir. Ayrıca hadis-i şeriflerde salavat getirenin bütün sıkıntılarının giderileceği bildirilmiştir. Ayet-i kerimede buyrulur: “Şüphesiz ki Allah ve melekleri, Peygamber’e çokça salat ederler. Ey müminler! Siz de O’na salavat getirin ve tam bir teslimiyetle selam verin!” (el-Ahzab, 56)
- Hamd Etmek Ve Şükür Halinde Bulunmak Bu mübarek gecelerde Rabbimize çokça hamd etmeli ve şükür halinde bulunmalıyız. Ayet-i kerimede “Ölümsüz ve daima diri olan Allah’a güvenip dayan. Onu hamd ile tesbih et!…” (Furkan sûresi, 58) buyrulmaktadır. Efendimiz şöyle buyurmuşlardır: “Meşru işlere Allah’a hamd ile başlanmazsa hayır ve bereketi kesilir.” (İbn-i Mace, Nikah, 19; Ebu Davud, Edeb,18) “Şükür, imanın yarısıdır…” (Süyuti, el-Camiu’s-Sağir, I, 107)
- Allah’ı Çokça Zikretmek Mübarek gecelerde Rabbimizi zikretmeye daha çok önem verilmelidir. Ayet-i kerimede buyrulur: “Kendi kendine, yalvararak ve ürpererek, yüksek olmayan bir sesle, sabah-akşam Rabbini an. Gafillerden olma!” (el- A’raf, 205) “Rabbinin ismini zikret ve bütün varlığınla O’na yönel.” (el-Müzzemmil, 8) “…Allah’ı zikretmek, elbette en büyük (ibadet)’tir…” (el-Ankebut, 45) Sadaka Vermek Allah yolunda infakta bulunup sadaka vermenin kişiyi pek çok tehlike ve belalardan muhafaza edeceği, buna ilaveten sadaka sahibini Muhabbetullah’a nail eyleyeceği unutulmamalıdır. Bu müstesna geceler de sadaka vermeye en güzel vesilelerdir. Zira Cenab-ı Hak şöyle buyurmuştur: “Allah yolunda infak edin! Kendi ellerinizle kendinizi tehlikeye atmayın. Bir de ihsanda bulunun. Zira Allah, muhsinleri (iyilikte bulunan, işini güzel yapan ve ihsan şuuru ile yaşayanları) sever.” (el-Bakara, 195) Efendimiz, zengin-fakir her mümini infaka teşvik eder; bir hurmadan başka bir şeyi olmayan için: “Yarım hurmayla da olsa Cehennem ateşinden korunun, onu da bulamazsanız güzel ve hoş bir söz ile korunun.” buyururdu. (Buhari, Edeb, 34)
- Bu idrak ve şuur içinde ihya edeceğimiz Berat Gecesinin hepimiz için hayırlara vesile olmasını Cenab-ı Haktan niyaz ederiz.