Cumhurbaşkanı Erdoğan’dan İsrail’e sert tepki

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, ”Ağız birliği etmişçesine tüm Batılı ülkeler, İsrail yönetimini aklıselime davet etmek yerine saldırılara koşulsuz destek veriyor. Bizim prensibimiz bellidir. Tek başımıza kalsak da hakkı ve hakikati haykırmaktan çekinmeyeceğiz” dedi.

Büyütmek için resme tıklayın

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Beştepe Millet Kongre ve Kültür Merkezi'nde düzenlenen 8. Aile Şurası’nda konuştu.
Ailenin önemine BM kürsüsünde de değindiğini hatırlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, ”Bu konudaki kararlığımızı sadece seçim meydanlarında değil tüm dünya huzurunda BM kürsüsünden de ifade ettim, ifade ettik. Çok açık ve net bir şekilde aile müessesini bekleyen tehdit ve tehlikelere dikkat çektik. Bu çağrımızın pek çok ülkede makes bulduğunu memnuniyetle ifade ediyoruz. Akıl, vicdan, izan, basiret sahibi toplumların desteğiyle bu mücadeleyi küresel ölçekte sürdüreceğiz. Küresel vicdanınıharekete geçmesi gereken bir diğer alan, hepimizin yüreğini parçalayan Gazze’dir. 7 Ekim'den beri İsrail yönetimi yaşadığı şoku bahane ederek Filistinli kardeşlerimize yönelik acımasız bir katliam gerçekleştiriyor. Şu anda tabii televizyon ekranlarında bizi izleyen bütün toplumlara özellikle sesleniyorum. Bu sabah da Katolik camiasına papa ve patrik vasıtası ile seslendim. Camiler, kiliseler, okullar, pazar yerleri, hatta hastaneler İsrail güçleri tarafından bombalanmaktadır” açıklamasını yaptı.
Bugüne kadar İsrail’in Gazze ve Ramallah’a yönelik saldırıları neticesinde 6 binin üzerinde Gazzeli’nin şehit olduğu bilgisini paylaşan Erdoğan, ”Kahir ekseriyeti kadın ve çocuk olan 17 bin kişi yaralandı. Etrafı tamamen kuşatılmış 360 kilometrekarelik dar bir alanda yaşama tutunma mücadelesi veren 2.3 milyon insanın tepesine şu ana kadar tespit edilen 12 bin tondan fazla bomba yağdırıldı. Amerika orada, Avrupa orada, tüm imkanlarıyla orada. Tek tek gelip ziyarette bulunuyorlar. Gazze’deki konutların neredeyse yarısı kullanılamaz hale geldi. BM rakamlarına göre 600 bin Gazzeli yerlerinden edildi. BM ekipleri şu anda her an onlar da orayı terk etmeyi planlıyorlar. Tüm savaşlarda olduğu gibi burada da en büyük mağduriyeti kadınlar ve masum çocuklar yaşadı. Halen de yaşıyor. Gazze’de yansıyan haberler ve fotoğraflara bakıp da tepkisiz kalmak mümkün mü? Ne kadar sarsıcı olursa olsun hiçbir eylem böyle bir vahşeti meşru kılmaz. Gazze'ye yönelik saldırılar kendini savunma sınırını çoktan aşmış; açık bir zulme, mezalime, katliama ve barbarlığa dönüşmüştür. İşin üzücü yanı, medeni geçinen gayrimedenilerin bu vahşeti sadece seyretmesidir” açıklamasında bulundu.
Avrupa Birliği Komisyonu’nun ateşkes açıklamalarına sert tepki gösteren Cumhurbaşkanı Erdoğan, ”Avrupa Birliği Komisyonu dün çıkmış, ‘Henüz ateşkes çağrısı yapamayız’ diyor. Daha ne kadar insanın ölmesi lazım? Ne kadar çocuğun ölmesi lazım? Siz hesabınızı neye göre yapıyorsunuz, bunu bir açıklayın. Bilelim ateşkes ne zaman yapılır ne zaman yapılmaz. Eğer siz siyaset yapıyorsanız, biz de yapıyoruz. 40 yıldır siyasetin içindeyim. Hiçbir zaman bu tür vahşetlere seyirci kalmadık, kalamayız. Ağız birliği etmişçesine tüm Batılı ülkeler, İsrail yönetimini aklıselime davet etmek yerine saldırılara koşulsuz destek veriyor. Lafa gelince insan hak ve hürriyetleri konusunda ahkam kesenler, Gazzeli masumların hayat hakkını tam 19 gündür yok sayıyor. Ne oldu İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi? Siz bu beyannameye hiç bakmıyor musunuz? İşlerine gelirse bakarlar, işlerine gelmediği için bakmazlar. Niye? Akan kan Müslüman kanı da onun için. Yardım gemisi göndermek yerine uçak gemisi, savaş gemisi göndererek hangi lobilere hizmet ettiklerini açıkça ortaya koyuyorlar. Bunun adı ikiyüzlülük, riyakarlıktır. Ateşe benzin dökmektir. Buradan soruyorum. AB Komisyonunun ateşkes çağrısı yapabilmesi için sayıyı versinler daha kaç çocuk ölmelidir. BM Güvenlik Konseyi’nin harekete geçmesi için daha kaç ton bombanın atılması gerekir. Batılı kuruluşların katliama dur demeleri için daha ne kadar sivil, kadın, yaşlı hayatını kaybetmelidir. Uluslararası yayın organlarının gerçekleri söylemesi, anlatması için kaç meslektaşları bombaların hedefi olmalıdır. Bölgemizi yangın yerine çeviren bu krizi sona erdirmek için daha ne kadar beklenmelidir. Gazze’de beyaz kefenlere sarılan her mazlumun vebali artık vebal olmaktan çıktı, yavrularını bulabilmek için vücutlarına yazıyorlar. Her masumun vebali bombaları atanlar kadar ikircikli tavırlarıyla buna fırsat verenlerin boynunadır. Savaş suçlarını aklamak için tüm ilkeleri çiğneyen medya organlarından saldırıları ısrarla görmezden gelen uluslararası kuruluşlara kadar herkes Filistin topraklarında yaşana vahşetin ortaklarıdır” dedi.

Türkiye’nin her zaman mazlumun yanında bir tutum içinde olduğunu belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Biz bunu kabul etmedik, etmiyoruz, etmeyeceğiz. Bizim prensibimiz bellidir: Haksızlık karşısında susan dilsiz şeytandır. Tek başımıza kalsak da hakkı ve hakikati haykırmaktan çekinmeyeceğiz. Acı da olsa muhataplarımız için rahatsız edici de olsa birilerinin konforlarını bozsa doğru bildiklerimizi açık yüreklilikle ifade edeceğiz. Bunun yanında Gazze halkının acil ihtiyaçlarının karşılanmasına yönelik çabalarımızı daha da yoğunlaştırıyoruz, yoğunlaştıracağız. 7 Ekim'den bu yana bir taraftan diplomatik temaslarımızı her seviyede sürdürürken, diğer taraftan Gazze’ye insani yardımların ulaşması için gayret gösterdik. Mısır makamlarıyla iş birliği içinde şimdiye kadar 10 uçak dolusu yardım malzemesini El Ariş Havalimanı’na sevk ettik. Son olarak dün Gazze’nin en çok ihtiyaç duyduğu jeneratörleri gönderdik. 25 sağlık personelimizin tıbbi malzemelerle Mısır’a intikalini sağladık. Gazze’ye ulaştırılmak için Mısır’a gönderdiğimiz yardım malzemelerinin miktarı 200 tonu aşıyor. Kardeş Mısır ile birlikte yardımları Gazzelilere ulaştırmaya çalışıyoruz. Sahra hastanelerinin kurulmasından yaralıların tedavi edilmek üzere ülkemize getirilmesine kadar her türlü insani yardımı yapmaya hazırız” ifadelerini kullandı.
Hazırlıkları yürütülen sivil yardım gemisini de şartlar olgunlaşınca bölgeye göndereceklerini açıklayan Erdoğan, “Saldırılarda etkilenen çocuklara yönelik her türlü tıbbi, psikolojik her türlü desteği sağlamaya yönelik çalışmalarımız sürüyor. Eşim Emine Erdoğan himayesinde ilgili bakanlıklarımızın bu konudaki temasları devam ediyor. Özellikle çocukların getirilmesi ve onların burada himayesi noktasında. Bunun dışında yaraların hızlıca sarılması ve insani trajediler noktasında ne yapmak gerekiyorsa Türkiye olarak elimizi taşın altına koymaktan asla imtina etmeyeceğiz. Tıpkı 500 sene önce İsrail sana sesleniyorum; engizisyondan kaçan Musevilere alicenaplık gösterdiğimiz gibi, unutmayın açın tarih kitaplarınızı bakın, bunu biz yaptık. Tıpkı 2. Dünya Savaşı'nda soykırıma uğrayan Yahudi bilim adamlarına sahip çıktığımız gibi. Tıpkı Rusya-Ukrayna savaşında göç etmek zorunda kalanlara yardım ettiğimiz gibi. Suriyeli mazlumları bağrımıza bastığımız gibi. Tıpkı daha önce Kafkas ve Balkanlar'dan hicret ederek Anadolu’ya gelen kardeşlerimize kucak açtığımız gibi. Bugün de Gazze konusunda bizim yegane pusulamız vicdandır, merhamettir, insanı insan yapan kadim değerlerin ihyasıdır. Bizim için Gazzeli Filistinli, Suriyeli çocuklarla İsrail’deki çocuklar arasında hiçbir fark yoktur. Çünkü çocuk tüm kimliklerden, tanımlardan öte çocuktur” şeklinde konuştu.
“Çocuklar öldürülürken sessiz kalmanın utancını kimse bize yaşatamaz” diyen Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Gözlerimizin önünde bir mezalime imza atılırken kimse bizden sükût etmemizi bekleyemez. Dilimizi bağlasak da böylesi bir vahşete sessiz kalmaya her şeyden önce vicdanımız el vermez. Bizim görevimiz hakkı tutup kaldırmak, kimliğine bakmadan mazlum ve mağdurların haykıran sesi olmaktır. Tarih soğuk betonların üzerinde sıra sıra dizilen masum çocuk cenazeleri karşısında susanlarla zor zamanda konuşanları, çalışanları, barış ve sükûnetin tesisi için samimiyetle koşturanları kaydetmektedir. Biz asırlardır hem haktan, hakkaniyetten ev adaletten yana olduk. Şimdi de hiçbir ayrım yapmadan mazlum ve mağdurun yanındayız. Dün olduğu gibi bugünde insanı, insan hayatını savunuyoruz, çocuklar ölmesin diye gayret ediyoruz. Türkiye yakın çevresindeki tüm insani mesellerlede dengeli bir duruş sergilemiştir. Filistin ve Gazze meselesinde tavrımızın doğruluğundan hiçbir şüphe duymuyoruz. Asıl sorgulanması gereken Gazze’deki katliamı görüp yüzünü başka tarafa dönenlerdir. Asıl hicap duyması gerekenler üç kuruş için zağarlık yapacak kadar onurunu, vakarını, vicdan pusulasını yitirenlerdir. Allah’ın izni ile biz ne kendimizi, ne ülkemizi ne de aziz milletimizi böyle bir duruma kesinlikle düşürmeyeceğiz. Buradan tekrar sesleniyorum. Şu Batı'nın sesini çıkarmayanları var ya, bunlar İsrail'e borçlu olanlardır ama Türkiye'nin İsrail'e borcu yok. Onun için biz rahatız, güçlüyüz. Hakkı haykırmaya devam edeceğiz.”
Program sonrası Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Mahinur Özdemir Göktaş tarafından üzerinde Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın BM‘de yaptığı konuşmadaki “Aileye sahip çıkmak insana ve insanlığın istikbaline sahip çıkmaktır” sözünün yazılı olduğu bir tablo hediye edildi.

26 Eki 2023 - 16:23 - Gündem

Muhabir  Ece Kirdudu


göndermek için kutuyu işaretleyin

Yorum yazarak Son Saat Gazetesi Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Son Saat Gazetesi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Son Saat Gazetesi editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Son Saat Gazetesi değil haberi geçen ajanstır.