Alikısmet Bedelov / Bakü

Avrupa Birliği'nin sözde sivil misyonu Ermenistan ile Azerbaycan arasındaki ilişkilerin normalleşmesi yönünde elverişli bir ortam ve güven yaratmak bahanesiyle yaklaşık iki aydır Ermenistan'da bulunuyorlar. Bahane diyoruz, çünkü olayların gidişatı sivil misyonun bölgeye "Ermeni terörü" getirdiğini gösteriyor.

Şöyle; Avrupa Birliği sivil misyonunun Ermenistan'a gelişinin ertesi günü, yani 21 Şubat'tan itibaren Ermeni silahlı kuvvetlerinin terör eylemleri daha da arttı. Aslında misyon gelene kadar bölgede nispeten sakinlik vardı. 20 Şubat'tan sonra gerilim tırmanmaya başladı. Ermenistan'dan Karabağ ekonomik bölgesine silah, mühimmat ve mayınlar, yakıt ve insan gücü dahil olmak üzere diğer askeri malzemelerin taşınmasına ilişkin gerçekler önceden de tespit edilmiştir. Bu konuda uluslararası kuruluşlar defalarca gereken açıklamalar vermişler. Ama Avrupa Birliği izleme misyonunun gelişinden sonra bu tür vakalar daha da yoğunlaştı. Misyon üyelerinin Ermeni silahlı kuvvetlerinin Azerbaycan'la sınırda ateşkesi sık sık bozmalarını "duymamış" olması ise çok şaşırtıcı.

Misyon üyeleri hayasızcasına bölgeyi izlediklerini ve herhangi bir provokasyona tanık olmadıklarını iddia ediyorlar. Bu, Avrupalı ​​"demokratların" ikiyüzlülüğünün ve uluslararası hukuk normlarına saygısızlığının açık bir örneğidir. Aslında tüm bunlar misyon üyelerinin eylemsizliğinden ve bölücü rejime destek vermelerinden kaynaklanmaktadır. Azerbaycan'ın Karabağ ekonomik bölgesi topraklarında Hankendi-Halfali-Turşsu toprak yolunda Ermenistan ordusu tarafından bir sonraki askeri provokasyondan ve Azerbaycan askerlerinin öldürülmesinden dünya toplumu nasıl haberdar olmuyor? Avrupa Birliği'nin sivil misyonunun gözlemcileri bu provokasyonu görmüyor mu? Böyle bir provokasyondan habersiz olmak için ne kadar kör ve sağır olmak gerekiyor. Demokrasi kisvesi altında görünen Avrupa Birliği, Ermenistan ve Azerbaycan'ın sınır bölgelerinde istikrara katkıda bulunuyor mu? Yani Ermenistan'a heyet gönderen Avrupalı ​​"akıllı insanlar", Azerbaycan ile Ermenistan arasındaki sınırların sınırlandırılması ve çizilmesinin bugüne kadar uygulanmadığını hala anlamış değiller mi? Hatta bu nedenle Avrupa Birliği'nin Ermenistan'a gözlem heyeti göndermesi uluslararası hukuk normlarına aykırıdır.

Aslında Ermenistan bu misyonu kendi topraklarına taşımakla Avrupa Birliği'nin kucağına sığınmak istiyor. Kolektif Güvenlik Antlaşması Örgütü'nden istediğini alamayan işgalci ülke, umudunu Fransa'ya bağladı. Ne de olsa Fransa, Ermenistan gibi işgalci ve yıkıcı bir ülke. Bu nedenle Fransa Avrupa Birliği'nin sivil misyonu adı altında Güney Kafkasya'ya yerleşmek istiyor. Ermenistan bu hakkı Fransa'ya verebilir ama Azerbaycan'ın da söz hakkı var. Fransa, Ermenistan'ın terör eylemlerini her zaman haklılık kazandırmaya çalışan ikiyüzlü bir devlet. Son olarak Ermeniler tarafından Hankendi-Halfalı-Turşsu yolunda gerçekleştirilen terör eylemini ele alalım. Fransa bu olayda Azerbaycan'ı suçlamak ve Ermenistan'ı haklı çıkarmaya çalıştı. Yalan uydurdu; güya Azerbaycan Ordusu Ermeni askeri polisine saldırmış. Böyle birşey kesinlikle olmamış. Hadi, diyelim olmuş. Soran lazım, bu yol Azerbaycan topraklarında iken Ermeni köpekleri burada ne yapıyor.  Fransa bu ikiyüzlülüğüyle iç yüzünü, uluslararası hukuk normlarını hiçe saydığını bir kez daha ortaya koymuş, Azerbaycan'a karşı önyargısını bir kez daha göstermiştir.

26 yılı aşkın bir sürede AGİT'in Minsk Grubu'ndaki arabuluculuk görevini yerine getiremeyen bir ülke, şimdi de Avrupa Birliği'nin gözlemci misyonu adı altında Güney Kafkasya'da söz sahibi olmak istiyor. Taraflı, asılsız açıklamalarsa Fransa'nın amacının ne olduğunu bir kez daha ortaya koyuyor.

Avrupa Birliği'nin izleme misyonunun nihayet siyasi ikiyüzlülüğe son vermesi, gözünü kulağını temizlemesi ve bölgede yaşanan olayları gerçekçi bir şekilde değerlendirmesi gerektiğine inanıyorum.