Ancak güneşin karanlığı aydınlatamadığı o günlerde, birkaç cesur yürek "biz buradan gidemeyiz" diyerek çıktı yola. Samandağ BUSADER İlkokulu'nun hikayesi, gelecek nesillere armağan olacak, minicik yüreklere dokunacak bir yer olması umuduyla başladı.
11 ayda binlerce yürek, bu hikayeye el verdi. Antakya Medeniyetler Korosu'nun sesi, Fahir Atakoğlu'nun melodileri, Fatih Erkoç'un ezgileri, bu hikayenin satırlarında yer aldı. Aynı amaçla birleşen konserlerde eller bir oldu, güzel gönüller etkinliklerde buluştu.
"Çorbada benim de tuzum olsun" diyen yürekler, milyonlarca kez "Okulumuza el vermek ister misiniz?" cümlesini kurdu. Binlerce telefon açıldı, onlarca hesap yapıldı, sayısız saat harcandı. Gönüllüler mimarlığıyla, inşaatıyla, sevgisiyle katkı sundu. Bağışlar, yürek borçları, paylaşmanın güzelliğiyle birleşti.
Elele verip aynı hayali kuranlar, geleceğe inançla bakanlar, bu ülkeye sevdalı olanlar, yeniden doğuşun heyecanını yaşayanlar... Her an, ne olursa olsun, bu hikayenin satırlarında umut vardı.
BUSADER İlkokulu, iyiliğin emsali, emeğin eseri, bir olabilmenin gururu. Başka hayatlara dokunan bir haz, güzel günlere olan inancın simgesi. Yeniden doğuşun resmi, öğrencilere kavuşma zamanı geldi.
Bu güzel hikayeyi yazan BUSADER Federasyonu ve çatısı altındaki dernekler, sizlerin destekleriyle sağlık ve eğitim alanlarında topluma hizmet için çalışmaya devam edecek.



Yorum Yazın