• “Püskevit” Yanında DEM’li Çay
      Albay Siyasetçi Sebati Ataman, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin Selahattin Demirtaş'ın tahliye haberi üzerine yapmış olduğu açıklamalarla ilgili ifadelerde bulundu.
    • “Püskevit” Yanında DEM’li Çay
      04.11.2025 - 14:32 | Son Güncelleme:04.11.2025 - 14:32
      Ece

      Albay Siyasetçi Sebati Ataman şu ifadelerde bulundu:

      "Devlet bey, bugün meclis grup toplantısında; “Komisyon, İmralı’ya gitmeli, Mesajları birinci ağızdan dinlemeli…” “Öcalan verdiği sözler tutmuş, açıklamalarının arkasında durmuştur…” “Son düzlükte kanaatleri alınmalıdır.” açıklamaları sonrasında; basın mensubunun, AİHM’nin kararı ve Demirtaş sorusuna; “Demirtaş hukuki yollardan sonuca ulaşmıştır. Tahliyesi Türkiye için hayırlara vesile olacaktır.” cevabını verdi…

      Peki Devlet bey daha önce neler diyordu;

      Yıl 1999… Öcalan’ın yakalanması sonrası: “Devletin gücü büyüktür, terörle mücadelede bu başarı milletimizin kararlılığının sonucudur.” İmralı’daki terörist başı hak ettiği cezayı bulmalıdır…

      Yıl 2000… İdamın ertelenmesi sürecinde; “Yargı kararının infazı Türkiye’nin iç hukuk süreci içindedir. Avrupa Birliği baskısıyla değil, hukuk devletinin ilkeleriyle hareket edilmelidir.”
       

      Yıl 2009… AK Parti hükümetinin “Kürt Açılımı” politikasına tepki gösteriyor ve “Terörist başını meşrulaştırma çabası Türkiye’ye ihanettir.” diyordu…

      Yıl 2013–2015… Çözüm süreci dönemi; Nevruz günü Öcalan mektubunun okunması üzerine; “İmralı canisinin mektubunu meydanlarda okuyanlar Türkiye’nin geleceğini tehlikeye atıyor.” ‘Öcalan serbest bırakılırsa Türkiye Cumhuriyeti fiilen çöker…” Diyor ve Öcalan’ın İmralı’dan mektup göndermesine sert tepki vererek; “Bir katil devleti yönlendiremez, yöneticiler bu ihanete ortak olamaz.” diyordu…

      Yıl 2016… Bahçeli, HDP milletvekillerinin dokunulmazlıklarının kaldırılmasını istiyordu ve “Terörist Demirtaş ve avanesi Türkiye Cumhuriyeti’ne meydan okuyor. Bu hainler Meclis’te değil, mahkeme önünde hesap vermelidir.” diyordu…
       

      Yıl 2018… Cumhurbaşkanlığı seçimi öncesi Demirtaş’ın cezaevinden aday olması üzerine; “Bir teröristi aday çıkaran zihniyet, Türkiye’nin birliğine kastetmiştir.” “Edirne Cezaevi’nde oturan bu kişi siyasî mahkûm değil, terör propagandacısıdır.” diyordu Devlet bey…
       

      Yıl 2019… HDP’nin açlık grevlerine ilişkin olarak da; “Tecrit değil, Türkiye Cumhuriyeti’nin hükümranlığı vardır. Öcalan kimdir ki tecrit konuşulsun?” açıklamasını yapıyordu…
       

      Yıl 2020… Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) kararı sonrası Demirtaş’ın derhal tahliyesi isteği sonrası; “Tanımıyoruz, takmıyoruz, milli vicdanda hükümsüz olduğunu da buradan haykırıyoruz.” diyordu Gazi Meclis kürsüsünden…

      Yıl 2021… “Sözde Kürt sorunu demek, Kürt kökenli kardeşlerimizi fişlemektir.” diyordu…
       

      Geldik 2024 yılına; Gazi Meclis kürsüsünden; “Şayet terörist başının tecridi kaldırılırsa, gelsin TBMM’de konuşsun.” diyor ve adeta el bombasının pimini çekiyordu… Kendi söylemi ile “Öcalan bırakılırsa Türkiye Cumhuriyeti fiilen çöker”, “Terörist başını meşrulaştırma çabası Türkiye’ye ihanettir.” Görüşünden; “Önder lider, gelsin Mecliste konuşsun, tecrit kalksın”a nasıl evrildi ve neden..? Onun bildiği, Türk Milleti’nin bilmediği bir şey mi vardır..? Var ise neden Türk Milleti ile paylaşmaz ..? Yanındaki beyefendiler bu duruma neden sessiz kalırlar..? Bu soruların cevabı verilmelidir…

      Son söz; Geldiğimiz son nokta; Devlet beyin “PÜSKEVİT” yanında DEM’li çay tiryakiliği her geçen gün artıyor…"

      Yorum Yazın

      Yorum yazarak topluluk kurallarımızı kabul etmiş bulunuyor ve tüm sorumluluğu üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Son Saat hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.