1997 Asya Krizi, Tayland’da başlayıp diğer Asya ülkelerine hızlıca sirayet etmesi bakımından muazzam bir emsaldir. Krizden çok kısa süre önce tıpkı Osmanlı’daki “Lale Devri” gibi olumlu bir dönem yaşanması bugünün Türkiye’sine ipuçları veriyor.
Mayıs 2023 seçimlerinin bitmesiyle siyasi riskler bir sene daha ötelendi. Değişen ekonomi yönetimi ağustos sonrası güveni yavaş yavaş kazanmaya başladı. Mehmet Şimşek ikinci bakanlık dönemini neredeyse hepsini yurt dışında, yatırımcıların yanında geçiriyor. OVP’yi, vizyonunu anlatıyor. Yatırımcıyı buraya çekmeye çalışıyor.
Dünya ne alemde?
Bugün Türkiye gibi gelişmekte olan ülkelerin ekonomik, jeopolitik ve siyasi gerginliklere karşı kırılgan olduğunu gözlemliyoruz. Örneğin Trump dönemindeki Çin-ABD arasında yaşananlar ekonomik gerginliğin, Azerbaycan-Ermenistan, Rusya-Ukrayna, İsrail-Filistin son yıllarda yaşanan siyasi ve jeopolitik gerginliklerin örnekleriydi. Tabii 2020’de yaşanan salgını da unutmamak gerekir. Sadece 3 yıl önce Dünya ekonomisi nasıldı görelim:
2020:
Enflasyon %2.
Benzin galon başına 2 dolar.
Mortgage faiz oranı %2.
Dünya barış içinde.
Dolar= 13,56 TL
2023:
Enflasyon %8.
Benzin 8 dolar.
Mortgage faiz oranı %8.
Dünya savaş halinde.
Dolar= 27,75 TL
1 numaralı ekonomi ABD’de 3 yıllık birikimli fiyatarı sırasıyla; benzin %77, ev fiyatı %40, ulaşım %29 elektrik, %26, kiralar %23, Restoranlar %21 arttı.
Global dünyanın ilk krizi olarak nitelendirilen 1997 Asya krizi döneminde bugünün aksine global risklerin birçoğu yoktu. Buna rağmen domino taşı etkisiyle Asya ülkeleri bir bir krize girdi. Günümüzde dünya hiç bu kadar entegre olmamıştı ve aynı zamanda uzun süredir bu kadar gergin değildi. Asya krizinin aksine Türkiye’nin de içinde olduğu gelişmekte olan ülkeler bu tip bir darboğazdan çıkışı çok daha zor olacak. Çünkü 1997’de krizdeki ülkelere yardım edecek kurumlar ve güçlü ekonomiler vardı. Bugün küresel çapta resesyon, ekonomik kriz gerçekleşmesi demek; görece daha iyi ekonomiler için yıkım senaryosu.
Asya 1997
1997, Asya kıtasının ve dünya ekonomisinin derin bir sarsıntıya uğradığı bir dönemi temsil eder. Kriz, Temmuz 1997'de Tayland'da başlayarak Güneydoğu Asya'dan diğer bölgelere yayıldı.
Temel nedenlerine bakıldığında yerel paraların aşırı değer kaybetmesi sonucu ortaya çıkan kur spekülasyonlarıydı. Yatırımcılar, döviz kurlarındaki dalgalanmaları kullanarak hızlı kar elde etmeye çalıştılar. Özellikle Tayland, döviz kurunda büyük bir değer kaybına uğradı.
Birçok Asya ülkesinde, düşük faiz oranları ve düşük kredi standartları nedeniyle aşırı borçlanma ve kötü kredi verme uygulamaları vardı. Bankalar, risksiz olmayan projelere büyük krediler veriyordu, bu da kötü borçların birikmesine neden oldu.
Asya'daki finansal kurumlar, yetersiz denetim ve şeffaflıkla yönetiliyordu. Bu, finansal piyasaların sağlıklı işlemesini zorlaştırdı ve riski artırdı.
Asya'daki birçok ülkenin para birimleri büyük değer kayıpları yaşadı. Bu, ithalat maliyetlerini artırdı ve enflasyonu tetikledi. İşletmeler, dış borçlarını ödemekte zorluk yaşadı.
Birçok Asya ülkesindeki bankalar, kötü krediler nedeniyle zor durumda kaldı ve bazıları iflas etti. Bankacılık sektörü krizden büyük zarar gördü.
Kriz, bölgedeki ekonomik büyümeyi durdurdu ve işsizliği artırdı. İnsanlar işlerini kaybetmeye başladı ve yoksulluk arttı.
Alınacak Ders
Bizim için en önemli 2 sonucu:
- Krize yatkın ekonomiler, uluslarası finans sermayesinin gözdesi olan ekonomiler olmasıydı. Hatta 1997 Haziran’da dönemin IMF Direktörü krizden yalnızca günler önce yaptığı açıklamada krize dair hiçbir öncü ikazda bulunmamıştı.
İşbu alanla ilgili Jeffery Sachs’in 1997 Asya krizi üzerine güzel bir yazısı olduğuna dair bilgiye ulaştım internetten:
"Sadece birkaç ay içinde Asya ekonomileri yatırım camiasının gözdesi olmaktan sanal paryaya dönüştü. Uluslararası para yöneticileri, övdükleri Asya'yı sert şekilde azarlarken, finans piyasalarında sıklıkla olduğu gibi, coşku paniğe döndü."
Bugün IMF, Goldman Sachs ve Moody's gibi saygın firmalar Türkiye’nin seçim sonrası ekonomi politikaları ile not görünümü açısından olumlu gidişatta olduğunu belirtti ve faiz politikasına aynen devam etmesi için tavsiyede bulundu ve carry trade gibi imkanları savunan raporlar yayınladı. Ülkemizi yabancıların vur kaç yapacağı fırsatların ötesine taşımak bizim dışımızda başla kimsenin görevi değildir.
İkinci ders de sadece Türkiye için değil. Gelişmekte olan başka ülkeler için önemli bir laboratuvar.
Öncü gösterge rezerv yeterliliği. Kısa vadeli borcun rezerve oranlanmasıyla bulunuyor. Türkiye diğer gelişen piyasa ülkelerine nazaran çok kötü bir durumda.
Rezerv yeterliliğine dair bir diğer ölçü olan rezervlerin ithalata oranı bakımından Meksika ve Macaristan’ın üzerinde, Şili ve Romanya’nın biraz altındayız. Bu oran biraz daha iyi gözükse de düzeltmemiz gereken bir alan. Bakan Şimşek ve TCMB başkanı rezerv konusuna çabaların olduğunu söylüyor. Daha iyi olabilir. 1997 yılında krizi yaşayan ülkelerde dış borç stoğunun GSYİH’ya oranı Türkiye’nin 2023 oranı olan %52’ye yaklaşıyor. Nakit akışımızda da zor günler bizleri bekliyor olabilir. Ek vergilere hazırlamak lazım kendimizi.
Bu nedenle, 1997 Asya Krizi'nin dersleri, günümüz Türkiye'si ve diğer gelişmekte olan ülkeler için oldukça önemlidir. Geçmişin hatalarını tekrarlamamak için dikkatli ekonomi politikaları, şeffaf finans yönetimi ve rezerv yeterliliği konularına özel önem verilmelidir. Ayrıca, dış borçları kontrol altında tutmak ve ekonomik istikrarı sürdürmek için adımlar atılmalıdır. Unutmamalıyız ki, bu dönemde uluslararası finans piyasalarının hızlı değişkenliği ve jeopolitik gerginlikler, ekonomilerimizi zorlayabilir. Bu zorlukların üstesinden gelmek için tedbirli ve bilinçli bir şekilde hareket etmeliyiz. Geleceğimizi güvence altına almak için bu derslerden yararlanmalı ve ekonomik dayanıklılığımızı artırmalıyız.
Yorum yazarak Son Saat Gazetesi Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Son Saat Gazetesi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Son Saat Gazetesi editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Son Saat Gazetesi değil haberi geçen ajanstır.
Şimdi oturum açın, her yorumda isim ve e.posta yazma zahmetinden kurtulun. Oturum açmak için bir hesabınız yoksa, oluşturmak için buraya tıklayın.
Yorum yazarak Son Saat Gazetesi Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Son Saat Gazetesi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Son Saat Gazetesi editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Son Saat Gazetesi değil haberi geçen ajanstır.