Serüven dediysek biz sofraya gelişinin yolculuğunu değil, gidişini konuşacağız. Gelişini konuşabilecek ne kendi hayatımdan ne de yakın çevremden bir tecrübem veya bilgi birikimim var. Bu konuda tek hatıram, köy fırınında pişen mis gibi kokan ekmekleri izlememdir; hazırlanması, pişirilmesi ve tekrar eve taşınması. Tabi ki yazı yazmak için özellikle bireysel birikim olması gerekmez, araştırma yaparak da istediğimiz birikimi sağlayabiliriz. Yazıda seçilen konudan amaç ekmek tüketimi ile ilgili olmasıdır.
Kültürümüzde ekmek kutsal, israfı haramdır. Ekmek yere düşse üç kere öpüp alına koyulur, yerde ekmek görülse alınıp hemen yüksek bir yere konur, kırıntıları da kuşlara konur.
Geçmişte çok sıkıntılar çekmiş, vatan mücadelesi vermiş bu millet, sofradaki en temel gıdalarını buğdaydan üretmiştir. En rahat yetiştirdiği buğdayını ambarına doldurdu ise kışı dert etmemiştir. En temelde "ekmek yemezsen karnın doymaz" söylemleri ile beslenme alışkanlığı oluşturulmuştur.
Kutsal olan ekmek yeminlerimize bile girmiştir. Amiyane bir ifade ile "Ekmek mushaf çarpsın", benim ilk aklıma gelendir.
Kültürümüze kadar girmiş, beslenme alışkanlığımızın en temel besini, kutsal kabul edilen gel gelelim bugün en çok israf edilen besin olmuştur.
Halbuki biz ekmeği israf etmemek için birçok yol buluruz. İlk olarak aklıma çocukluğumun en lezzetli hatıralarından kızarmış ekmek kokusu gelir. Özellikle sobalı evlerin çocukları bu kokuya daha aşinadır. Ekmek atılmaz, değerlendirmek için bin bir yol denenir. Yumurtalı ekmek kızartması, köftelik galeta unu, enfes ekmek tatlısı...
Kültürümüzdeki bu değere rağmen dünya üzerinde ne yazık ki 5 milyon adet ekmek israf ediliyor. Bu israfın ülkeler bazında ilk sıralarında da ülkemiz geliyor.
Yiyecek israfının özelde de ekmek israfının birçok zararı vardır. Bunların başında ekonomik zarar gelmektedir. 20gr ekmek üzerinden hesap ettiğimizde ülkemizdeki israf oranına göre yıllık 1,546 milyar çöpe gitmektedir. Bu oranın ekonomimize yansımalarını sizin zihin dünyanıza bırakıyorum.
İsrafın ekonomik sonuçları yanında çevresel sonuçları da vardır. İsrafın dünyamıza zararları da az değildir. Üretim aşamasından sofraya gelene kadar ki süreçte harcanan yüksek miktarda su, enerji ve ham madde de boşa gitmekte ve doğal kaynakların vurdum duymazca harcanması ve israfı dünya ekosistemine zarar vermektedir. Ayrıca çöp alanlarına atılan gıda maddeleri metan gazı üretmekte ve bu da sera gazına dönüşmektedir. Bu durum ise dünyamızın ısınmasına sebebiyet vermektedir. Küresel iklim değişikliği ve kuraklığın pençesinde olan dünyamız için israfın önlenmesi zorunluluktur.
İsrafın tüketilerek önlenmeye çalışılması da sağlık sorunlarına yol açar. Bunun için öncelikli çözüm yolu ihtiyaç kadar alınmasıdır. İhtiyaç fazlası olanın uygun saklama koşullarında korunması ve farklı tüketim yollarının bulunması ile de israfın önüne geçilecektir.
Ekmeğin sofraya gelişi muhteşem olurken gidişi hüsran olmasın. Dünyamızı koruyalım geleceğimizi koruyalım.
Yorum Yazın