Dağıstan coğrafyasından ülkemize gelerek yerleşen ve Türk vatandaşlığını kazanan çok sayıda insan var. Kumuk, Avar, Karaçay, Nogay, Çeçen, Lak, Tat, Rutul, Azeri, Rus, Tabasaran, Dargin, Lezgi ve Tsahur gibi yerli milli statüsü verilen on dört etnik grubun ve 30’dan fazla yerli (otojton) halkın yaşadığı ve Rusça, Ağulca, Avarca, Azerice, Dargince, Kumukça, Lakça, Lezgice, Nogayca, Rutulca, Sahurca başta olmak üzere onlarca farklı dilin konuşulduğu Dağıstan’dan gelen göçmenler Türkiye’de Bursa, Balıkesir, İzmir, Yalova ve Ankara gibi vilayetlere yerleşerek buralarda örgütlenmişler. Ayrıca Malatya, Tokat’a bağlı köylerde yaşayan Dağıstanlı muhacirler en son Dağıstan Türkleri ve Halkları Derneği adıyla İstanbul’da örgütlenmişler. Kafkasya’nın kuzeyinde, Büyük Kafkasya Dağlarının kuzeyinde konumlanan, Rus Federasyonu’nun güneyinde, Hazar Denizi kıyısında yer alan Dağıstan Cumhuriyeti, Rusya Federasyonu’na bağlı “özerk cumhuriyet” statüsündedir. Güneyinde Azerbaycan, güneybatısında Gürcistan’a komşu olan Dağıstan 50.300 km2 genişliğindedir. Dağıstan’ın nüfusu 3 milyonun üzerinde olup, 600 bin civarında Türk nüfusu (Nogay, Azeri, Kumuk, Terekeme vd) bulunmaktadır. İki yıl önce Türkiye, Rusya ve Dağıstan arasında kardeşlik ilişkisini güçlendirmek amacıyla kurulan Dağıstan Türkleri ve Halkları Derneği tarafından düzenlenen etkinlikte; Dağıstan’ın tarihi, kültürel ve doğal güzelliklerini anlatan tanıtım videosu gösterildi, fotoğraflar sergilendi ve müzik dinletisi sunuldu. “Dağıstan’ın tarih boyunca farklı halkları, dilleri ve kültürleri bir arada yaşatmasıyla çok yönlü bir medeniyet mirasına sahip olduğunu” vurgulayan dernek başkanı Zümrüt Khizrieva’nın açılış konuşmasıyla başlayan programda; Balıkesir Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Yücel Uğurlu, İstanbul Üniv. Edebiyat Fakültesi’nden Prof. Dr. Halil Bal ile Yeditepe Üniversitesi’nden Zeynep Büşra Sungur Dağıstan hakkında sunumlar yaptılar.
Balıkesir Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Yücel Uğurlu; Dağıstan'da birçok halkın yan yana yaşadığını aktararak, Kafkas dil grubundan Avarca, Lezgice, Dargice, Lakça, Tabasaranca, Rutulca, Agulca, Çeçen-İnguş ve Türk dil grubundan Kumukça, Nogayca, Terekeme ile Hint-Avrupa dil grubundan da Tatça'nın Dağıstan'da konuşulan diller arasında bulunduğunu belirtti. Haritalar eşliğinde Dağıstan bölgesine ilişkin bilgiler veren Oğurlu, "Dağıstan, aynı zamanda bir kültürün adıdır. Sadece Dağıstan Cumhuriyeti, siyasi bir anlam, yani politik bir sınır ayrımını ifade etmez. Dağıstan bunun ötesinde başka bir şey ifade eder. Dağıstanlılık, yemek, mutfak kültüründen, dil yakınlığından hatta dini kimlik ve mezheplerine kadar ortaklığı ifade eden bir şeydir." değerlendirmesini yaptı. İ.Ü. Edebiyat Fak. Tarih Bölümü Öğretim üyesi Prof. Dr. Halil Bal ise Dağıstan tarihine ilişkin kapsamlı bilgilerin verildiği, Mirza Hasan Al-Kadari tarafından 1892'de yazılan "Asar-ı Dağıstan" adlı eserin içeriği hakkında bilgiler paylaştı. Kitabı kaleme alan Al-Kadari’nin aynı zamanda bir şair olduğunu ve hayatının büyük kısmını sürgünlerde geçtiğini belirten Bal, kitapta 19. yüzyıl Dağıstan tarihine ait kapsamlı bilgiler bulunduğuna işaret ederek, eserin Türkçe baskısının 2003'te hazırlanarak, Şamil Eğitim ve Kültür Vakfı tarafından yayımlandığını söyledi. Yeditepe Üniversitesi’nden kültürel antropoloji dalında doktora yapan Dağıstan Avarlarından Zeynep Büşra Sungur ise bölgenin tarihine ve kültürüne değinerek, "Rusya'da, Dağıstan'da ortak dil Rusça ama bizim köyümüzde konuşulan ortak dil Avarca." dedi. Dağıstan tarihi ve kültürüne ilişkin saha çalışmalarından elde ettiği sonuçları ve araştırmalarını programda paylaşan Sungur, görseller eşliğinde Dağıstan'ın İskitler ve Kimmerlerin tarihine ilişkin gözlemlerini ve bilgilerini aktardı. Konuşmaların ardından Ahıskalı bir soydaşımıza ait “Basri Baba Anadolu Kebapları” adlı işletme tarafından hazırlanan Dağıstan lezzetleri katılımcılara ikram edildi. Ayrıca programda Dağıstan’ın geleneksel müzikleri ve halk dansları sergilendi. Katılımcılar, yöresel kıyafetler ve kültürel objelerin yer aldığı sergiyi ilgiyle gezdiler.
Yorum Yazın