Mülkün temeli adaleti dağıtan yargı sistemi hakkında vatandaş olarak bizde birkaç kelam edelim,
Televizyonlarda ilgili ilgisiz, bilgili, bilgisiz, maç yorumlar gibi herkes kendi penceresinden hüküm veriyor.
Oysa esas olan masumiyet karinesidir.
Önce şunu ifade edelim.
Anayasalar, yasalar kamu düzenini sağlar.
Tartışılamaz.
Ancak uygulanması da önemlidir.
En mükemmel yasaya sahip te olsanız insan hak ve özgürlüklerini içselleştirememiş, demokratik kültürü özümsememiş uygulayıcıların elinde ölü metinlere dönüşür.
Birinci nokta:
Yargıyı etkileyebilecek beyan ve ifadelerden olabildiğince kaçınmak gerekiyor.
TV kanalları, gazete köşeleri, meclis kürsüleri, partilerin grup toplantıları mahkeme salonlarına çevirilmemelidir.
Toplumun bir bölümü savcı diğer bölümü avukat rolünü üstlenmemelidir.
Savcılığa soyunanlar masumiyet karinesini unutmamalı, “Ateş olmayan yerden duman çıkmaz.” anlayışıyla insanları peşinen mahkûm etmemeli,
Siyasî hesaplaşmalar, kin ve intikam gibi duygular asla işin içine karıştırılmamalıdır.
İkinci nokta:
Sorgulama ve kovuşturmada usul hukukuna uyulmalıdır.
Telefon dinlemeleri, delillerin toplanması, ev ve işyeri aramalarında kurallar çiğnenmemeli, toplanan bilgiler gazetelere sızdırılmamalıdır.
Üçüncü nokta:
Gözaltı süresi uzatılmamalı, şüpheli bir an önce hakim karşısına çıkarılmalıdır.
Dördüncü nokta:
Tutuklamalar cezaya dönüştürülmemelidir.
Cezaevlerinde bulunanların yarısına yakını tutuklu ise sorun ciddî boyutta demektir.
Aylarca tutuklu kaldıktan sonra davanın beraatla sonuçlanması telâfisi imkânsız zararlara yol açmaktadır.
Bir insanın...
Bir gün dahi suçsuz yere hürriyetinden mahrum bırakılması hukuk cinayetidir.
Bunun altını kalınca çizelim.
Sanığın...
Yeni bir suç işleme...
Kaçma...
Delilleri karartma...
İhtimali yoksa tutukluluk halinin sürmemesi gerekir.
Kanun emri böyle.
Uygulama tam aksi yönde.
Beşinci nokta:
Davaların yıllarca sonuçlanamamasıdır.
Geciken adaletin adaletsiz olduğunu herkes bilir.
Bazen dosyalar zaman aşımına uğrar, suçlular cezasız kalır.
Süreç idari düzenlemelerle hızlandırılabilir.
Altıncı nokta:
Çağımızda fikir suçlusu olmamalı. Hakaret ve şiddet içermediği sürece herkes fikirlerini rahatlıkla dile getirebilmelidir.
İfade özgürlüğü demokrasilerde bütün özgürlüklerin anasıdır.
Yedinci nokta:
Yargının bağımsız ve tarafsız olmasıdır.
En ufak bir şüphe yargıya güveni kaybettirir. Özellikle güç sahipleri uzak durmalı.
Aksi halde bu, muhalefeti sindirme ve basını susturma girişimi olarak algılanır.
Maalesef geçmişte bunun acı örnekleri çokça yaşanmıştır.
Yazar, çizer, politikacı zindanlarda çürütüldü, asıldı...
Sonra da isimleri havalimanlarına, caddelere, üniversitelere verildi.
Tarihin tekerrür etmesine üzülürüz.
Bunun içinde...
Siyaset yargıya bulaşmamalı.
Kimse kudretine güvenmemeli.
Herkes hakim savcı olursa masumiyet karinesi zarar görür,
Adalet herkese lâzım.
Yorum Yazın