Acısıyla tatlısıyla 2025 bitmek üzere, son bir ay kaldı.
2024 Yılında 2025 İ bekleyen riskler başlıklı bir makale kaleme almıştım ,üzerinden bir yıl geçmiş pekte bir şey değişmemiş.
Her şey daha da iyiye gidecekken vatandaşın satın alma gücü daha da kötüye gitmiş.
25 Şubat 2019 yılında kulakları çınlasın eski ekonomi ve hazine bakanı Berat Albayrak meşhur sözünü hatırlayalım.
"Berat Albayrak: bugün herkes görüyor ki şubat ocak'tan hakikaten çok daha iyi. çok net söylüyorum. mart da şubat'tan daha iyi. nisan mart'tan zaten çok iyi".
Bırakın ayları yıllar geçti üzerinden hala dar gelirli her gün bir umutla iyi olmayı bekliyor.
Artık iş dünyası, sanayici ,esnaf ,işverenlerde belirsizlikten şikayetçi.
Merkez bankası aylık enflasyon raporlarında sürekli enflasyonu yukarı yönlü güncelliyor.
2025 yılı için malum tek ana gelir kaynağımız olan vergiler yüzde elliler seviyesinde arttı.
Yeni yıl hem ekonomi açısından hem de iç siyaset açısından belirsizliklerle dolu.
Muhtemel erken seçim senaryoları , düşük kur ,değerli TL çok riskler taşıyor.
2025 de bir türlü düşürülemeyen Faizlerin bir şekilde düşme eğilimi kurun yukarı yönlü olacağını gösteriyor.
Altın zirvelerden inmiyor,,coinler tarihi yükselişleri ani dalgalanmalarla bir çok ocak söndürebilir.
Bankaların tefecilikten karlarına kar katması bir noktadan sonra tersine dönüp ödenemeyen kredi batakları doğurabilir.
Asgari ücrete enflsyon oranında artışın olup olmayacağı , emeklilerin çoğunun açlık sınırının altında olan ücretlerinin ne olacağı belirsiz.
Anlaşılan yepyeni bir yıla umutla değil gene umutsuzluk, ve belirsizliklerle girilecek.
İş dünyasına göre 2025’de şirketleri bekleyen en önemli riskler zayıf iç ve dış talep.
Yüksek enflasyon, ve finansman maliyeti olucak.
Yeni yılda da özellikle gıda enflasyonu,yüksek seyredecek , kiralar ,can yakmaya devam edecek.
Yorum Yazın