(TÜİK) Türkiye İstatistik Kurumu 2024 Yaşam Memnuniyeti Araştırması sonuçlarını yayımladı.

Buna göre, mutlu olduğunu beyan eden bireylerin oranı 2023 yılına kıyasla 3,1 puan azalarak yüzde 49,6'ya gerilemiş.

Sıkı durun en mutlu kadınlar çıkmış bu araştırmalarda.

Rakamlar şaşırtıcı, kadınların mutluluğu yüzde 13,7'den yüzde 14,5'e yükselmiş.

Kadınlar erkeklere kıyasla daha mutlu olmaya devam ederken, en büyük mutluluk kaynağı yüzde 72,9 ile aile olmuş.

Erkeklerin buna sevinmesi lazım.

Evde kadın mutluysa, herkes mutlu,

Gençler mutsuz, çünkü genç nüfusun yüzde 61 i ailesinden yardım alıyor.

Eskiden gençlerin eli ekmek tutar ailesine yardım ederken, Şimdi ise tersine döndü.

Tehlike çanları sadece nüfus artış hızında değil, mutsuz bir toplum olma yolunda da hızla ilerliyoruz.

Dünyanın en mutlu ülkelerini listeleyen ilk Dünya Mutluluk Raporu 2012 yılında yayınlanmaya başladı,

Birleşmiş milletler bu raporu her bir nüfusun bireysel ve kollektif mutluluğunu etkilemesi muhtemel bir dizi faktöre göre ayarlıyor.

Kişi başına düşen GSYİH, sağlıklı yaşam beklentisi, refah sistemi, özgürlük, cömertlik ve yolsuzluk düzeyi ve temel eğitim kriterlerine göre değerlendiriyor.

2024 yılı Birleşmiş Milletler raporuna göre;

En mutu ülkeler sıralamasında birinci sırada İskandinav ülkesi Finlandiya, ikinci sırada, Danimarka, üçüncü sırada İzlanda başı çekiyor. Türkiye 9. sıradan 11.sıraya gerilemiş.

Şimdi toplum olarak başta kendimizden başlayarak biz birleşmiş milletler mutluluk kriterlerine ne kadar uyuyoruz.

Bir empati yapalım.

Valla ne diyeyim ben imrendim gavurun mutluluğuna, sonuna kadar hak ediyorlar.

Hele Finlandiya hakkında şöyle bir söz söyleniyor.

Finlandiya’da cüzdanınızı düşürürseniz korkmayın o sizi mutlaka bulur.

Tam Müslümanca bir davranış.

Ya bizde hırsızlık, arsızlık, yolsuzluk hak getire eğitim şöyle böyle, ahlak o da ne  ?

Sağlık Allah’a emanet, cömertlik, o çok eskide kaldı, özgürlük, siz karar verin…

2024 Türkiye memnuniyet anketinde bizi memnun eden tek güzel haber en büyük mutluluk kaynağımız, yüzde 72,9 ile son kale ailenin olması tesellimiz.

İnşallah toplumun temelini oluşturan Aile kavramını da yitirmeyiz.

Sosyal medya,  görsel ve yazılı medyadaki iğrenç dizi ve filmlerle korkarım o kutsal aile kalesine de ciddi derecede zarar vermeye başladık.