Merkez Bankası rezerveleri rekor kırmaya devam ediyor.
Merkez bankası’nın rezervlerinin artması ne anlam ifade ediyor? Vatandaşa ne faydası var?
Merkez bankası rezervi, ekonomik sıkıntıları aşmak ve ihtiyaçları karşılamak üzere bünyesinde tuttuğu altın ve döviz miktarıdır.
Şubat 2025 tarihine kadar açıklanmış en güncel verilere göre Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası’nın toplam brüt rezervi 152,1 milyar dolar seviyesine çıktı. Aynı tarih için Merkez Bankası döviz rezervi 81,1 milyar dolar, altın rezervi ise 63,4 milyar dolara ulaştı.
Rezervler arttıkça bankalar ellerinde bulunan mevduatları kullanarak veya Merkez Bankası’ndan elde ettikleri rezervlerle kaydi para yaratabilirler.
Bankaların rezervleri arttıkça, bankalar bu ilave rezervleri kredi olarak kullandırırlar, krediyi alanlar bununla yaptıkları harcamaları çekle ödeyerek mevduat yaratmıs olurlar.
Bu araya kadar anlaşılmayan bir durum yok sanırım.
Rezervlerimizin artması hepimizi sevindirir. Gurur duymak gerekir. Gurur da duyuyoruz bu artışlardan.
Fakat ekonomi yönetiminin farkına varamadığı, ya da varmak istemediği bir durum var.
Nedir bu durum ?
Bu durumda bankalar kesenin ağzını açarak, kıstığı kredi musluklarını akıtmaya başlar.
Mevduata ulaşmak kolaylaşır.
Hepsi de güzel haber.
Kötü haber şu,
Başta tüketici kredileri olmak üzere, konut, araç ve diğer ihtiyaç kredileri hala çok yüksek.
Bu durumda vatandaştan çok bankaların işine gelir.
Sermaye büyür, ihtiyaç sahibi küçülür.
Hele bir de ülkede zor durumda olan bir dar gelirli kesim var ya, onların durumu hiç te iç açıcı değil.
Tüik rakamlarına göre ülke nüfusunun yarısı açlık sınırında, yüzde 25 ‘i yoksulluk sınırında,
Merkez Bankas’ınının rezervleri ülkede yüzde 25 lik kesim için bir anlam ifade ediyor.
Diğer yüzde 75’ lik grup için hiç bir şey ifade etmiyor.
Konutder’in araştırmasına göre, İstanbul’da ikamet edenlerin yüzde 34,6 sı yakın gelecekte çok ciddi barınma sorunu yaşanacağı endişesi taşıyor.
Son 17 yılda ev sahibi olma oranı yüzde 61’den yüzde 45’e geriledi.
Merkez Bankası’nın rezervlerinin artması hepimizi mutlu eder, ancak ne ülke ekonomisinin büyümesi, ne kredi derecelendirme şirketlerinin not yükseltmesi dar gelirliyi ev sahibi yapar, ne de yoksulluk sınırının altında yaşayan milyonları mutlu eder.
Ekonomi yönetiminin acilen dar gelirli vatandaşın endişelerini giderecek projelere yönelmesi elzemdir.
Bu arada 2024 büyüme rakamları açıklandı yüzde 3,2 büyüdük,
Böylece Türkiye, OECD ülkeleri arasında en hızlı büyüyen iki ekonomiden biri oldu.
2024 OECD ülkelerinin içinde zirvede yer almak övünülecek bir durum, göğsümüz kabardı.
Sıralamaya bir bakalım Birinci sırada TÜRKİYE yüzde 3,2, ikinci sırada aynı rakamla İSPANYA Yüzde 3,2, üçüncü sırada POLONYA yüzde 2,9, dördüncü sırada AMERİKA BİRLEŞİK DEVLETLERİ Yüzde 2,8, beşinci sırada LİTVANYA yüzde 2,7, altıncı sırada NORVEÇ yüzde 2,1.
Kimse şikayet etmesin, büyümede dünya birincisiyiz, Merkez Bankası rezervleri rekor kırıyor, e daha ne olsun.
Yorum Yazın