

Gideli bir yıl oldu nerdeyse. Dedemden sonraki en büyük kaybım sensin. Yalan söylemeyeyim her zaman aklıma gelmiyorsun ama ara ara yadıma düşüyorsun. O zaman burnumun direği sızlıyor, boğazım düğümleniyor, gözlerim doluyor, özlemimi en derinden hissediyorum. Bir tarafta da sanki hiç gitmemiş gibisin lelı, hep köyde evin baş köşesinde oturmuş bizi bekliyor gibisin. Bana deli deme ama lelı sanki hala üst üste başına bağladığın yemenilerden dışarıya çıkan bir tutam kınalı saçın rüzgarda uçuşuyor. Yaz kış üzerinde çıkarmadığın yeleğinin düğmesi kaybolmuş, bir cebindeki sigarayı içine çeke çeke tüttürüyor, diğer cebinde bayramdan kalan şekerleri bana uzatıyorsun. Hala seni karın evlerin kapılarını kapattığı zamanda bile elinde yeni mayalanmış koyun yoğurduyla bizim evin yokuşunu çıkarken görüyorum. Sabah namazından sonra dedemle çay içiyorsun lelı, anlamını bilmediğim zikirleri tespihinle çekiyor ümmet-i Muhammed’e dua üstüne dua ediyorsun. Öğlen vakitleri evde duramayıp yolun karşısındaki taşa oturup konu komşuyla muhabbet ediyor arada gelinlerini de çekiştiriyorsun. Sen ye diye gizliden verdiğim muzları torunlarına dağıtıyor, terliğini yanlışlıkla sigarayla yakıyor, uzaktan gelen davulun sesini sorup duruyorsun. En çok da lelı hala bana ışıl ışıl yeşil gözlerle bakıyorsun ve ben galiba en çok bunu özledim, özlemeye de devam edeceğim. İnşallah gittiğin yerde mutlusundur lelı ama hala seni özleyen, anan, daima dua eden torunların var. Rabbim sana rahmet eylesin Lelı…
*Lelı: Doğu’da anne veya nene yerine kullanılan bir kelime. Burada nene yerine kullanılmıştır.
Yorum Yazın